Mirbeg Oto Yönetim Kurulu Başkanı Senol Ergin araba alacaklara çok önemli uyarılarda bulundu:
“Güvenli araba, otomotivciden alınır”
Otomotiv sektörünün en köklü kuruluşlarından birisi olan Mirbeg Oto Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Ergün Radyo Ülkü’de Ufuk Cavlı ve Serkan Tultak’ın birlkte sunduğu Yerel gündem programına katıldı. Mirbeg Otonun kuruluşu, hedefleri, faaliyetleri, sekötrde yaşanan sorunlar gibi ayrıntılı açıklamlar yapan Şenol Ergün, araba alacak olan ya da aracını satacak olan vatandaşlara da tavsiyelerde bulundu.
Ailesinin üç kuşaktır farklı alanlarda otomotiv sektörü içersinde yer aldığını anlatan Ergün, Muş’ta başlayan işletme tecrübesini 1993 yılında Mersin’e taşıdıklarını söyledi. İlk olarak yedek parça ve lastik sektöründe yer aldıklarını aktaran Ergün, “Aileden gelen bir mesleğe sahibim. Aile olarak ilk kuruluşumuz Muş’ta oto yedek parça üzerine idi. Ayrıca Good Year Yetkili satıcısı idik. Ben de ilkokuldan itibaren bu mesleğin içinde doğdum. Dededen bu yana gelen oto yedek parça işini son yapan ve daha sonra sektörün farklı alanına geçen benim. Daha sonra Mersin’e gelerek amcalarımızla 66 TIR’ı olan bir nakliye şirketi kurduk. O zamanlar Mersin’de nakliye işi yapan 5 yada 6 firma var. Hopa ve İstanbul’da şubemizi kurduk. Nakliye işine amca çocuklarım İstanbul’da ve Mersin’de halen devam ediyor” dedi.
Ailede yedek parça işini yapan son temsilci olduğunun da altını çizen Ergün, “Otomotiv işini çok seviyordum. 1993’te Mersin’de BMC oto yedek parça mağazasının şubesini Silifke Caddesinde açtım. Aynı zamanda taş ocağı işi yaptık. Adana Çimento ve Çimsa’nın 14 yıl malzemesini biz verdik. O denli büyük iş potansiyeline ulaştık ki 120 araçla 240 şoförle bölgenin en büyük çimento ve kum sağlayıcısı olduk. O zaman çok büyük rağbet vardı ve sahillerde yazlıklar yeni başlıyordu yetişemiyorduk. Bu aynı zamanda sadece şoförle değil, kademesiyle yan sektörleri ile çok önemli istihdam da demek” diye konuştu.
Firma olarak hedefleri hakkında bilgiler veren Ergün, “Mirbeg oto olarak Mersin’de ticari araç ve tır çekici dorse üzerine bir şube açmak istiyoruz. Bu alanda Mersin’de büyük boşluk var. Bunun yanında 2024 yılında Ankara Çukurambar’da şube açmak istiyoruz. Mersin ve Ankara arasında bu konuda köprü olmak istiyoruz. Bu konuda Ankara’nın potansiyeli çok yüksek. Mirbeg Oto 32. Cadde üzerinde kendi plazamızda hizmet veriyor. En büyük özelliğimiz ise sabah 07.00’dan itibaren açığız ve çayımız, kahvaltımız hazır. Akşam da en erken 21.00’e kadar işyerimiz açık oluyor. Müşteri potansiyelimiz genelde işyerlerini kapattıktan sonra geldiği için özellikle akşam saatlerinde açık tutmaya gayret ediyoruz. Ayrıca Pazar günleri de 10.00-16.00 saatleri arasında açmaya başlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Başarılarının formülünün insana hizmet olduğuna vuegu yapan Ergün, “İnsana hizmet verirken insani değerleri taşımakla mükellefsiniz. Böyle hareket ederseniz başarıyı yakalarsınız. İnsanların iyi gününde kötü gününde mutlaka yanlarında olmalı sevinçlerini acılarını paylaşmak durumundasınız. Elinizden geldiği oranda ihtiyaç sahibi kişilere destek olmak insani bir görevdir. Biz böyle gördük ve büyüdük. Bu anlayışa çalışmaya, hizmet vermeye devam ediyoruz. Gerek çalışanlarımızla gerekle sosyal yaşamda birlikte olduğumuz insanlarla hiçbir ayrım yapmadan yanlarında olmaya çalışıyoruz. Zengin, fakir, nereli olduğuna bakmadan bir arada paylaşmaya gayret gösteriyoruz. Hiçbir kibir ve farklı tavrın insan ilişkilerine yansımasına izin vermiyoruz. Kibirli insan esnaflık yapamaz, hiçbir yere gelemez, başarılı olamaz. Allahu Teâlâ bile kibri kabul etmiyor. Doğruyu söylemek ve doğru hizmet vermek zorundasınız.
Kim gelirse gelsin müşterimizi ayakta karşılar işini bitirinceye kadar da aynı saygı ve hürmetle hareket ederiz. Babadan böyle gördük böyle büyüdük” dedi.
Mersin’e değer katmak amacıyla her geçen gün büyüyerek hizmete devam ettiklerini belirten Ergün, “Uzun süredir Mersin’deyiz ve Mersinliyiz. Mersin’e değer katmak zorundayız. Biz Türkiyeliyiz. Tek bayrak ve tek vatan altında, kentimizin ve ülkemizi yüceltmek için çalışmak en büyük ödevdir. Bu birlik ve beraberlik devam edecektir.
Türkiye maalesef zor bir süreçten geçiyor. Bir pandemi süreci yaşadık. Daha sonra yaşanan gelişmeler maalesef ekonomik sıkıntılara yol açtı. Adeta ülkemizde orta kesim kalmadı. Zengin ve fakir kesim olarak ikiye ayrıldı insanımız” dedi.
Sektörde yaşana sıkıntılarla ilgili bilgiler de veren Ergün şu ifadeleri kullandı:
“Şuan piyasada sıfır otomobil olmaması nedeniyle 2. El fiyatlatından büyük bir artış yaşanıyor. Ancak bunda otomobil bayilerinin daha çok kazanma hırsı yatıyor. Hangi araba bayisi sıfır araba yok derse buna inanmıyorum. Doğruyu söylemiyor. Bir kiriz çıkınca hemen arabaları sakladılar. Galericilere sorumluluğu yüklemeye çalıştılar. Bizzat ben Sayın Cumhurbaşkanımıza, Ticaret Bakanımıza, Maliye Bakanımıza bu konuyla ilgili mektup yazdım. Arabanın bayideki fiyatı belli. Siz araba almaya gittiğinizde ise araba olmadığını söylüyorlar. Sonra size bir kişiye satmak üzere oldukları araba olduğunu söyleyerek 900 bin liralık 200 bin lira gibi bir farkla satmaya çalışıyor. Üstelik bu farkı elden alıyor. Banka yoluyla almıyor. Böylece 1150 liraya aracı almış oldu. Bir de bunun üzerine yok seramik kaplama yok elektronik aksam, cam filmi diyerek 20-30 bin lira gibi bir fark daha ödendi.
Denetimden kaçmak için de farklı bir markanın firması diğer bir firmanın aracını sattı. Bunları kendi aralarında paslaştılar. Bir tane satışı olmayan aracı koyuyor vitrine alttan ikinci el gibi aracını satmaya devam ediyor. İsteyene de araba yok denildi. Bu durum ister istemez fiyatları yukarıya çekti. İhtiyacı olan ya da aracını değiştirmek isteyen normal vatandaş da aracını satmak amacıyla galeriye geldiğinde çok büyük fiyat farkları oluştu arada. Hemen galerici suçlandı.
Oysa bunun tek sorumlusu aracın fiyatını bilinçli olarak artıran bayilerdir. Galerici de 1 milyona satılan bir araçtan 50 bin lira kazanmasın mı? En düşük galeride iki eleman bir muhasebeci çalışıyor. O galerinin elektriği var suyu var. Sonuçta o aracı satabilmek için 1 milyon parasını bağlıyor.
Bizler gerçek otomotivciyiz. Mersin’de otomotiv adı altında çok sayıda firma var. Kimsenin işine karışamayız. Herkes otomotiv işi yapabilir ama o da benim gibi işyerini tutsun, tabelasını assın, en az üç kişiye istihdam sağlasın, vergisini versin, sigortasını yapsın. Ama Mersin’de kuruyemişçisi, memuru galericilik işi yapıyor.
Bugün bir kuyumcu arkadaşımızda 44 adet lüks model aracı var. Bunu maliye denetleyemiyor mu? Galericilere bakılacağına üzerine bir adamın nasıl 44 lüks otomobil olur onu sorgulasın. Bayide araba yoksa bu insanlar bu kadar arabayı nereden alıyor? Petrolcü araba satıyor, kuyumcu araba satıyor. Parayı otomotivci değil bayilerle işbirliği yapan kişiler alıyor. Ya da bayiler başkasının adına firma kuruyor ve araçları onlar adına satıyor.
Daha dün internet ortamında bir ilana rastladım. Devlet memuru olan tanıdığım bir kişinin üzerinde tam 6 tane araç var. Bir devlet memurunun üzerine satışta 6 araç olması normal bir durum olarak karşılanabilir mi? Araçların toplan değeri 12 milyon.
Son bir aydır otomobil ve emlak piyasasında fiyat artışı durmuş durumda. Fiyatlar geri dönme eğilimine geldi. Ben otomotivci olarak fiyatların çok daha fazla düşmesini istiyorum. Ben ticaret yaparak bu açığımı kapatırım. Ben 20 arabadan zarar edeyim ama fiyatlar gerçek seviyesine gerilesin.
Aracı sahibinden almak yerine galeriden almak daha avantajlı alan için. Çünkü karşında muhatap bir firma var. Diğer türlü imzayı attığın an vatandaş sattığı aracından sorumluluk kabul etmez. Mersin’de bu işi yapan çok değerli ve büyük firmalar var. Firmalarımızın yıllık cirosu 50-60 milyon. Bu insanlar, vergi ödüyor, istihdam sağlıyor, muhasebe ödüyor, masrafları var, fatura kesiyor. Sen bu kadar işini kurallara uygun yapan firmalar varken sen arabayı sahibinden almaya çalışırsan tabi ki dolandırılırsın. Tüm sıkıntılar aslında vatandaşın galeriyi aradan çıkarma çabasından doğuyor.
Diğer tüm sektörerlerde olduğu gibi ekonomik sektöründe de güzel günlerin gelmesini yakın görüyoruz. Eğer herkes kendi işini yaparsa, sektöre korsan girişler olmazsa otomotiv sektörü hiçbir sıkıntı yoktur. Hemşire, memur, kuyumcu galericilik yapmazsa elbette sektör rayına oturacaktır. Bu konuda Maliye yetkililerine çok büyük görev düşmektedir. Bu sadece ekonomik değil hukuksal da bir sorun. İyi incelenmeli ve bir insanın bir kaç arabaya nasıl sahip olduğu ve hiçbir vergisi faturası olmadan nasıl alım satım yapabildiği araştırılmalıdır. Sen zaten devlette çalışlıyorsun, maaşını alıyorsun neden bu tür işlere girersin? Kaç kişiyi istihdam ediyorsun? SGK yok, işletme maliyeti yok, pazarlama ve reklam giderin yok. Bunları bir araya getirdiğimizde çok önemli bir maliyet ortaya çıkıyor. Sosyal medyadan ilan veriyor araba satıyor. O adam 10 TL de kar etse onun için kazanç çünkü masrafı yok. Oysa ben 2 milyona bir araba satsam 25 bin lira civarında vergi ödüyorum. Bu adam yada kadın bunu ödemediği için sattığı araban direk 25 bin lira kazanarak başlıyor.
Denetim olmadığı için doğal olarak dolandırıcılıklara, işlem görmüş araç alma gibi sıkıntı haberleri bol bol okunuyor”
Araba almayı planlayan vatandaşlara da bazı tavsiyelerde bulunan Ergün, “Ben araba alacak insanlara mutlaka otomotivciden araba almaları konusunda uyarıda bulunmak istiyorum. Karşınızda bir muhatabınız olsun. Diğer taraftan en güvendiğiniz yerden araç alsanız bile mutlaka ekspertiz raporunuzu alın. Mersin’de bugün çok değerli, TSE markası olan ekspertiz firmaları var. 2 bin lira fazla verin ama kafanızda soru işareti olmasın. Adam 4 bin lira verip araç alıyor ama 2-3 bin lira ekspertiz parasından kaçıyor. Biz bakınca aracın neyi var anlayabildiğimiz halde de tanıdığımızdan bile araç alsak mutlaka ekspertize sokuyoruz.
Düzgün ekspertiz alıcı için güvence olduğu kadar satıcı için de güvencedir Biz sattığımız araçların ekspertiz raporlarını mutlaka alıyoruz.
Mutlaka aracın parasını banka üzerinden plakasını da belirterek alıyoruz. Ama parayı yatıran kişi dışında kimseye satışı yapmıyoruz. Bu tür yöntemle çok dolandırıcılık yapıldı. Vatandaş bir yakınının ya da eşinin hesabından atmak isterse dahi kabul etmiyoruz. Gerekirse eşi kendi hesabına aktarsın sonra vatandaş bize atsın. Elden bu kadar parayı almak zaten yasak. Noter satışı olmadan asla arabayı teslim etmem. Ekspertiz raporu almaya dahi kendi elemanım kullanarak satıcıyla birlikte gider ve raporu alır.
Mutlaka güvenli firmadan alın.
Özellikle otomotivciden, Mersin’den araba alın Mersinli işletmeci kazansın. ve olası bir durumda muhatabınıza çabuk ulaşma imkanınız olur. Eğer araçların özellikleri ve içerdikleri paketler konusunda çok iyi bilginiz yoksa kandırılma olasılığınız çok yüksektir. Biz bile bazı paketler arasındaki farkları zor çözüyoruz. O kadar çok fazla seçenek varki. Aynı iki araç arasında paket farkı 100 binliranın üzerinde. Neden kandırılma riskini alıyorsunuz.
Arabayı aldığın zaman kasko bedeli değerini plakayı da belirterek ruhsat sahibine banka yoluyla ödesinler parayı. Son dönemde yapılan dolandırıldığın büyük bölümü bu yöntemle yapılıyor. Dolandırıcılar da sürekli taktik değiştiriyor. Ama en büyük sıkıntı ceza sistemi bu konuda sağlıklı çalışmıyor. Caydırıcılık ilkesi yeterince uygulanmıyor. Vekaletle araç satışını kabul etmiyoruz. Tanıdığımız dahi olsa parayı mutlaka ruhsatın sahibi olan kişiye atıyoruz.
Firma olarak sattığımız araçlara kredi sağlama imkanımız var. Ama biz araç alacak kişilerin kredi kullanmasını asla tavsiye etmiyoruz. Şuan piyasalarda kredi oranları çok yüksek ve aracı kredi firmaları yüksek komisyon alıyorlar. Daha önce bin lira 2 bin lira gibi olan masraflar şuan 40-50 bin lira gibi seviyelere yükseldi. Vatandaş bu oranlarla kredi alsa bile ödeyemez. O nedenle gelen müşterimize bütçesine göre araç alması tavsiyesinde bulunuyoruz. Bu kriz sürecinin geçici olduğunu ve 2024 itibariyle daha iyi bir ekonomik durumun olacağını düşünüyoruz. Araç alacak vatandaşımıza kredi çekmek yerine ekonomik gelişmeler ışığında hareket etmesi tavsiyesinde bulunuyoruz” dedi.
