Türkiye, yatırım ortamını güçlendirmek ve uluslararası sermayeyi çekmek amacıyla teşvik sisteminde köklü bir değişiklik hazırlığında. Özellikle büyük ölçekli ve teknoloji odaklı yatırımlar için oluşturulacak yeni modelde, mevzuat değişikliklerinin olumsuz etkilerine karşı hukuki güvence sağlanacak.
Bu kapsamda yürürlüğe girecek olan Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında, her yatırım için özel risk azaltma unsurları teşvik kararlarında açıkça yer alacak. Amaç, “düşük risk iştahına sahip yatırımcıyı” Türkiye’ye çekmek.
Yatırımlar Her Yıl Güncellenecek, Takip Mekanizması Kurulacak
Yeni modelin önemli bir ayağını da Kalkınma Ajansları ve il yatırım destek ofisleri oluşturacak. Bu kurumlar, desteklenecek yatırımları düzenli olarak izleyecek. Yatırım öncelikleri her yıl yeniden belirlenecek.
Yatırımcılar için öngörülebilirlik ve “hukuki güvence” sağlayan bu sistem sayesinde, stratejik alanlara daha fazla uluslararası sermaye yönlendirilmesi hedefleniyor.
Proje Bazlı Teşvikler Yeniden Yapılandırılıyor
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, geçtiğimiz hafta açıklanan 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi ile, TL bazında gerileyen sabit yatırımların artırılmasını hedefliyor. Bu doğrultuda özellikle kritik sektörlerde yatırım fizibilitesini tehdit eden yasal değişikliklere karşı dirençli bir teşvik çerçevesi oluşturulacak.
Yabancı yatırımcıların sürdürülebilirlik endişelerinin azaltılması, Türkiye’yi enerji, savunma sanayi, dijitalleşme gibi stratejik alanlarda yatırım merkezi haline getirmeyi amaçlıyor.
Yerel Kalkınma Hamlesi Başlıyor
Yeni teşvik sisteminin ikinci ayağında ise bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak için Yerel Kalkınma Hamlesi Programı devreye alınacak. Her ilden az sayıda, fakat yüksek etki gücüne sahip yatırım konuları belirlenecek.
Program, bölgelerin teknoloji üretme kapasitesini artırma ve sektörel önceliklere göre gelişimini destekleme hedefiyle tasarlandı. Belirli dönemlerde açılacak çağrılarla, il bazlı yatırım destekleri sunulacak.