Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri (ADİM) açılışında Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Kacır, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji alanındaki kazanımlarını artıracak her altyapının, Avrupa’nın geleceğine yapılan önemli bir yatırım olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin güçlü dijital altyapılarıyla küresel rekabette öne geçme hedefinde olduğunu belirtti.
Dijital Devrim: Küresel Dönüşümün Yeni Normali
Bakan Kacır, dünyada hızla gelişen teknolojilerin küresel güç dengelerini yeniden şekillendirdiğini vurguladı. Dijital devrim, üretim süreçlerini ve tüketici davranışlarını değiştirdi. Yapay zeka, büyük veri analitiği ve nesnelerin interneti gibi gelişmelerin iş süreçlerini daha verimli hale getirdiğini ve düşük maliyetli iş gücünün rekabetin ana unsuru olmaktan çıkardığını söyledi. Bu dönüşüm, hem üretim alanında hem de ticaret ve sanayi sektörlerinde derin etkiler yaratıyor.
Dijital Dönüşümü Çok Boyutlu Ele Alıyoruz
Bakan Kacır, Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğunda, Bakanlık olarak sundukları finansman destekleri ve teşviklerle güçlü bir altyapı kurmaya odaklandıklarını belirtti. Dijital dönüşümün karmaşıklığını göz önünde bulundurarak, firmaların ihtiyaçlarına göre dijital dönüşüm destek programları sunduklarını ifade etti. Bu programlar, sanayi ve ticaretin dijitalleşmesini hızlandırmak için stratejik bir yaklaşım sergiliyor.
Dijital Dönüşüm Destek Programı ile KOBİ’lere Rehberlik
Bakan Kacır, firmaların dijital dönüşüm sürecindeki zorluklarını aşmalarına yardımcı olmak amacıyla Dijital Dönüşüm Destek Programı’nı hayata geçirdiklerini duyurdu. Bu program sayesinde işletmelerin dijital olgunluk seviyelerinin değerlendirileceğini ve onlara uygun yol haritalarının oluşturulacağını belirtti. Ayrıca, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan sağlanan 300 milyon avro kaynağı ile KOBİ’lerin dijital dönüşüm projelerine finansman desteği sağlandığını ifade etti.
Model Fabrikalarla Sanayinin Dijitalleşmesi Hızlanıyor
Sanayinin dijitalleşmesine katkı sağlamak amacıyla 10 model fabrikanın sayısını artırdıklarını belirten Kacır, bu fabrikaların Türkiye genelinde dijital dönüşümün yaygınlaşmasına önemli katkı sunduğunu vurguladı. Kocaeli, Denizli, Trabzon, Malatya, Sakarya ve Tekirdağ’da 6 yeni model fabrika kurma planlarını açıkladı. Bu fabrikalar, sanayinin dijitalleşme sürecinde önderlik edecek.
Yüksek Teknoloji Yatırımları ve AR-GE Desteği
Kacır, dijital dönüşümün yanı sıra Türkiye’nin yüksek teknoloji yatırımlarına da büyük önem verdiğini belirtti. TÜBİTAK’ın desteklediği projelerle 33 milyar lira değerinde yatırımlar gerçekleştirdiklerini ifade etti. Ayrıca, Türkiye’nin AR-GE’den seri üretime kadar olan tüm aşamalarda destek sunduğu Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’na değindi. Bu program, ülkenin teknoloji ve inovasyon alanındaki rekabetçi gücünü artırmayı amaçlıyor.
Türkiye’nin Dijital Avrupa Programı’na Katılımı ve İşbirlikleri
Bakan Kacır, Türkiye’nin 2023 yılında Dijital Avrupa Programı’na katılımının, sanayiciler ve KOBİ’ler için büyük fırsatlar sunduğunu belirtti. Bu program sayesinde, Türk sanayicileri ve araştırmacıları, Avrupa’daki süper bilgisayarlar, yapay zeka fabrikaları ve dijital altyapılara erişim sağlayabilecekler. Türkiye’nin Avrupa ile kuracağı güçlü işbirlikleri, dijital dönüşümde fark yaratacak.
Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri (ADİM) Ağı ve Türkiye’nin Rolü
Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri (ADİM) ağına dahil olan 5 Türk konsorsiyumu, Türkiye’nin dijital dönüşümüne önemli katkılar sunacak. Kacır, bu merkezlerin özellikle Türkiye açısından stratejik öneme sahip sektörlerde faaliyet gösteren işletmelere dijital dönüşüm desteği sağlayacağını belirtti. Ayrıca, bu merkezlerin iş süreçlerine entegre edilmesi gereken yapay zeka, bulut bilişim ve yüksek başarımlı hesaplama gibi dijital teknolojilerde rehberlik edeceğini söyledi.
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Stratejik İşbirliği ve Geleceği
Bakan Kacır, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile güçlü işbirliğine dayalı bir geleceğe adım atmaya kararlı olduğunu vurguladı. Türkiye’nin genç nüfusu, güçlü üretim altyapısı ve teknoloji geliştirme kapasitesi ile Avrupa’nın küresel rekabette öne çıkmasına katkı sağlayacağını belirtti. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği, tarihi bir adım olacak ve bu süreçte dijitalleşme büyük rol oynayacak.