Eğitim-Bir-Sen tarafından hazırlanan “Eğitime Bakış 2024” raporu, Türkiye’nin eğitim sistemiyle ilgili çarpıcı gerçekleri bir kez daha gözler önüne serdi. Rapora göre, 18-24 yaş aralığında ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı %31,1’e ulaşarak OECD ülkeleri arasında en yüksek seviyeye çıktı. Bu tablo, Türkiye’nin genç iş gücü potansiyelini kaybettiğini ve gençlerin evde, üretimden ve öğrenimden uzak kaldığını gösteriyor.
Raporda ayrıca okullaşma oranlarındaki dengesizlikler, öğretmen açığı, bölgesel eşitsizlikler ve öğrenci başına düşen harcamadaki yetersizlikler de vurgulandı. Özellikle ortaöğretim seviyesinde net okullaşma oranının hedeflenen seviyeye ulaşamadığına dikkat çekildi.
Zorunlu Eğitimde Dışarıda Kalan Binlerce Genç Var
Verilere göre, 14-17 yaş grubunda net okullaşma oranı %91,3 seviyesinde. Bu oranın kız öğrencilerde %91,8, erkek öğrencilerde ise %90,7 olduğu belirtiliyor. Ancak, ortaöğretim eğitimi zorunlu olmasına rağmen, yaklaşık %8,7’lik bir kesim hâlâ okul dışında kalıyor. Bu durum, özellikle kırsal bölgelerdeki erişim sorunları ve sosyal engellerin sürdüğünü gösteriyor.
Ayrıca açık öğretim liselerine devam eden öğrenci sayısında bir yılda 1 milyonun üzerinde azalma yaşandığı ve bu düşüşün nedenlerinin derinlemesine araştırılması gerektiği vurgulanıyor.
Her Üç Gençten Biri Ne Okuyor Ne Çalışıyor
En dikkat çekici bulgulardan biri ise 18-24 yaş aralığındaki gençlerin %31,1’inin eğitimde de iş hayatında da yer almaması. Bu oranla Türkiye, OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor. Uzmanlar bu durumun, sosyal bütünleşme sorunlarını derinleştirdiği gibi, gelecekteki ekonomik büyümeyi de ciddi biçimde tehdit ettiğine dikkat çekiyor.
Raporda, bu genç kitleye yönelik kapsamlı istihdam ve eğitim politikalarının geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, “ev genci” olarak tabir edilen bu kesimin hem psikolojik hem sosyoekonomik olarak büyük risk altında olacağı belirtiliyor.
Eğitimde Finansman Açığı Derinleşiyor
Rapor, eğitimde yapısal sorunların başında gelen öğrenci başına harcama miktarını da ortaya koydu. Türkiye’de öğrenci başına yıllık harcama 4.219 dolar iken, bu rakam OECD ortalamasında 11.703 dolar seviyesinde. Bu fark, Türkiye’deki eğitim altyapısının neden yetersiz kaldığını net biçimde ortaya koyuyor.
Öğretmen Açığı ve Bölgesel Dengesizlik Sürüyor
Son yıllarda öğretmen atamalarında yaşanan düşüş, sistemdeki kadro eksikliğini derinleştirdi. Türkiye’de öğretmen başına düşen öğrenci sayısının OECD ortalamalarının üzerinde olduğu tespit edildi. Özellikle doğu ve güneydoğu illerinde bu oranın çok daha yüksek olduğu vurgulandı.
Öğretmen ve okul yöneticilerinin maaşları da raporda gündeme geldi. Türkiye’de eğitim çalışanlarının kariyer düzeylerine göre aldığı maaşların, OECD ortalamasının altında kaldığı belirtildi. Bu durumun, öğretmen motivasyonunu ve mesleki gelişimi olumsuz etkilediği kaydedildi.