Türkiye, İsrail’in Filistin topraklarındaki faaliyetleri ve yükümlülüklerine ilişkin önemli bir adım atarak, Uluslararası Adalet Divanı’na beyan sunma sürecini başlatıyor. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, Türkiye’nin, İsrail’in BM ve BM ajanslarının işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerine dair bir beyan hazırladığını ve bunun Uluslararası Adalet Divanı’na sunulacağını duyurdu.
İsrail’in Filistin’e Yönelik Yükümlülükleri
Yüksel, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Hocalı Katliamı’nda hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek, Gazze’deki trajedilere de dikkat çekti. Yüksel, İsrail’in insanlığa karşı işlediği suçların sadece bölgesel bir sorun değil, küresel bir insanlık sorunu haline geldiğini belirtti. Ayrıca, BM ve uluslararası sistemin, Gazze’ye yönelik tepkilerinin yetersiz olduğunu vurguladı.
“Uluslararası sistem sadece Filistinlilere karşı başarısız kalmıyor, aynı zamanda sessizliği ve eylemsizliğiyle onların ezilmesine de katkı sağlıyor,” diyen Yüksel, BM Güvenlik Konseyi’nin Gazze krizine verdiği tepkilerin, uluslararası düzenin yapısal sorunlarını gözler önüne serdiğini ifade etti.
Hesap Verebilirlik ve Uluslararası Sistem
Yüksel, ABD’nin İsrail’i korumak amacıyla uluslararası hukukun ihlallerine karşı vetolarını sistematik olarak kullandığını belirterek, “Bu koşulsuz destek, uluslararası sistemin hukukun ihlallere karşı etkili tepki verme yeteneğini büyük ölçüde engellemektedir.” şeklinde konuştu. ABD’nin 45 veto hakkı kullanarak, İsrail’e yönelik eleştirileri engellediğini belirten Yüksel, bu durumun Gazze krizi için de geçerli olduğunu vurguladı.
Uluslararası Adalet Divanına Beyan
Türkiye’nin hazırladığı beyan, İsrail’in BM ve BM ajanslarının işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerine ilişkin yükümlülüklerini ortaya koyuyor. Bu beyan, Uluslararası Adalet Divanı’na sunulacak ve Filistin’in uluslararası alanda daha güçlü bir destek alması sağlanacak. Yüksel, bu beyanın yarın sunulacağını belirtti.
ABD’nin Gazze Planı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi
Yüksel, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze Planı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yönelik yaptırımlarınadikkat çekerek, bu gelişmelerin uluslararası hukuk açısından ciddi tehditler oluşturduğunu söyledi. Trump’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi‘ne yönelik uyguladığı yaptırımların, uluslararası adaletin engellenmesine yönelik ciddi bir adım olduğunu belirtti. Bu tür müdahalelerin bireyleri hedef almanın ötesinde, uluslararası bir mahkemenin işlevini ve etkinliğini engellemeyi amaçladığını söyledi.
UNRWA’nın Rolü ve İsrail’in Kapatma Kararı
UNRWA, bölgedeki en kritik yardım sağlayıcı kuruluşlardan biri olarak Gazze’deki halkın insani ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Yüksel, Trump’ın yaptırımları ve İsrail’in UNRWA’yı kapatma kararının, Filistinli mültecilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştıracağını söyledi. Bu kararın BM tarafından sağlanan uluslararası hukuki korumalara da zarar verdiğini belirtti.
UNRWA’nın önemli bir rol üstlendiğini vurgulayan Yüksel, Gazze’deki nüfusun büyük kısmının insani yardımlarabağımlı hale geldiğini ifade etti. UNRWA, gıda, sağlık, barınma, su temini gibi acil ihtiyaçların karşılanmasında büyük bir yük üstleniyor. Yüksel, UNRWA’nın aynı zamanda bölgedeki en büyük ikinci istihdam kaynağı olduğunu belirterek, 279 okul, 65 sağlık merkezi ve 28 kadın merkezi ile büyük bir hizmet ağı sunduğunu söyledi.
Türkiye’nin Aktif Rolü ve Danışma Görüşü
Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı’na daha önce de danışma görüşleri sunmuştu ve bu süreçte aktif bir rol üstlenmeye devam ediyor. Türkiye’nin, BM Genel Kurulu’nun işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail’in BM ve diğer uluslararası kuruluşlara karşı yükümlülüklerini sorgulayan talebiyle Uluslararası Adalet Divanı’ndan bir Danışma Görüşü talep ettiği bildirildi.
Yüksel, Türkiye’nin UNRWA’nın finansmanı konusunda da önemli bir rol üstlendiğini belirterek, “Türkiye, UNRWA’nın Finansmanı Çalışma Grubu Başkanlığı yapmaktadır,” dedi. Yüksel, bu sürecin devamında, İsrail’in uygulamalarına karşı uluslararası hukuka uygun adımlar atılması gerektiğini ifade etti.