ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela çetesi Tren de Aragua ile bağlantılı göçmenlerin sınır dışı edilmesini hızlandırmak için “savaş zamanı” yetkilerini kullanmaya çalıştı. Ancak bu karar, Washington DC Bölge Yargıcı James Boasberg tarafından aynı gün içinde bloke edildi.
Trump yönetimi, yasa dışı göçmenleri “Yabancı Düşmanlar Yasası” kapsamında duruşma olmaksızın sınır dışı etmeyi hedefliyordu. Ancak Yargıç Boasberg, bu yetkilendirmenin anayasaya aykırı olabileceği gerekçesiyle geçici olarak durdurulmasına hükmetti.
Boasberg ayrıca, sınır dışı edilenlerin uçaktaysa geri getirilmesi talimatını verdi.
Trump Savaş Dönemi Yetkisini Kullanmak İstedi
Trump, 1798 tarihli “Yabancı Düşmanlar Yasası”nı devreye sokarak belgesiz göçmenleri hızla sınır dışı etmeye çalıştı.
Bu yasa, ABD tarihinde 1812 Savaşı, 1. Dünya Savaşı ve 2. Dünya Savaşı gibi dönemlerde “aktif yabancı düşmanları” sınır dışı etmek amacıyla kullanılmıştı.
Trump’ın kararnamesi, Venezuela çetesi Tren de Aragua’yı “yabancı terör örgütü” olarak tanımlıyor ve bu çeteyle bağlantılı kişilerin hızlıca yakalanıp sınır dışı edilmesini öngörüyordu.
Ancak bu kararın sivil haklar ve hukuki süreçler açısından ciddi endişeler doğurduğu belirtilerek mahkeme tarafından durduruldu.
Yargıç Boasberg: Göçmenler Duruşma Hakkına Sahip
Mahkeme, Trump yönetiminin göçmenleri duruşma yapmadan sınır dışı etme yetkisini kullanamayacağını belirtti.
Boasberg, bu kararın ABD yasalarına ve uluslararası hukuk kurallarına aykırı olabileceğini vurguladı.
Biden yönetimi ve insan hakları grupları, bu kararın ciddi insan hakları ihlallerine yol açabileceğini belirterek mahkemeye başvurmuştu.
Trump yönetiminin, bu kararı bir üst mahkemeye taşıması bekleniyor.
Trump ve Yargı Arasındaki Göçmenlik Mücadelesi
Trump, göçmen politikalarında sert adımlar atan bir başkan olarak biliniyor ve geçmişte de göçmenleri sınır dışı etmeye yönelik agresif kararlar almıştı.
Ancak ABD yargısı, bu politikaların birçoğunu bloke etmiş ve anayasal hakların ihlal edilemeyeceğini vurgulamıştı.
Bu karar, Trump ile yargı arasındaki göçmenlik yasaları üzerindeki mücadelenin yeni bir aşamaya girdiğini gösteriyor.