Kadına karşı şiddet ve ayrımcılığın önlenmesine yönelik olarak yapılan çalışmalar çerçevesinde, TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Araştırma Komisyonu, Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye ofisinden yetkilileri dinledi. Komisyon, AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı ve komisyon çalışmalarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunuldu.
Komisyon Başkanından Önemli Açıklamalar
Komisyon başkanı Hulki Cevizoğlu, yaptığı açıklamada, kadına karşı şiddetle mücadele konusunda kapsamlı bir araştırma yapıldığını ve raporun hızla ilerlediğini belirtti. Ayrıca, 21 Mart 2024 tarihine kadar komisyonun çalışmalarını tamamlamayı planladıklarını ifade etti. Cevizoğlu, şiddetle mücadelede güçlü bir koordinasyonunönemine vurgu yaparak, devletin ilgili kurumları ile özel sektör, medya, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının ortak bir işbirliği ile hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Kadına Yönelik Şiddetin Temel Nedenleri
BM Türkiye Kadın Birimi Program Yöneticisi Duygu Erseçen, kadına yönelik şiddetin ana sebepleri arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği, cinsiyet temelli ayrımcılık ve sosyal normlar bulunduğunu belirtti. Erseçen, toplumsal yapının şiddeti besleyen önemli faktörler olduğunu vurguladı.
BM Türkiye Kadın Birimi Program Analisti Betül Bodur ise dünya genelinde kadına yönelik şiddetin boyutlarına dair çarpıcı bir istatistik paylaştı. Dünyada öldürülen kadınların %60,2’si, partnerleri veya aile üyeleri tarafından öldürülüyor.
Küresel Sorun ve Türkiye’deki Durum
MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, küresel ölçekte ve Türkiye’de kadına yönelik şiddetle ilgili sorunun hala çözülmediğini ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanamadığını dile getirdi. Erseçen, “Şiddete uğramış kadınlarla yıllarca çalıştım. Tek bir kurumun şiddetle mücadeleyi koordine etmesi, sadece sivil toplumun desteğiyle yeterli olmuyor,” diyerek bu meselenin daha fazla paydaşla birlikte çözülmesi gerektiğine işaret etti.
Kadın Cinayetleri ve Yeni Çözüm Önerileri
CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığına dikkat çekerek, 2023 yılında 315 kadın cinayeti ve 248 şüpheli ölüm gerçekleştiğini belirtti. Ersever, diğer ülkelerin bu tür cinayetleri nasıl azalttığıyla ilgili sorular sordu. Erseçen, İspanya ve Almanya‘ya yapılan ziyaretler sonrasında, kadın cinayetlerine odaklı gözlemevleri kurulmasının önemine vurgu yaptı. Erseçen, “Kadın cinayetlerine dair daha profesyonel bir veri toplanmalı ve hem kamu hem de akademi ile işbirliği yapılmalı,” şeklinde açıklama yaptı.
Japonya’daki Deneyim ve Türkiye’deki Sorunlar
Komisyon Başkanı Cevizoğlu, Japonya’daki kadına karşı ayrımcılık ve şiddet konusundaki deneyimlerini paylaştı. Japonya’nın medeni bir ülke olmasına rağmen kadına yönelik ayrımcılığın yüksek olduğunu belirten Cevizoğlu, kadına şiddet ve ayrımcılığın sadece daha az gelişmiş ülkelerle ilişkili olmadığını vurguladı.
6284 Sayılı Kanun ve Yeni Yasal Öneriler
BM Türkiye Nüfus Fonu Kurumsal Ortaklıklar Yöneticisi Nazife Ece Karaduman, kadın-erkek eşitliğininsağlandığı hiçbir ülke bulunmadığını ve şiddet döngüsünün psikolojik ve ekonomik etkilerinin önemli olduğunu söyledi. Karaduman, şiddetle mücadelede erken önleme çalışmalarının önemine de değindi.
Komisyon Başkanı Hulki Cevizoğlu, 6284 Sayılı Kanun’un daha etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini belirterek, bu kanunun dijital, psikolojik ve ekonomik şiddet tanımları ve yaptırımlarını içerecek şekilde güncellenmesini savundu. Ayrıca, bu tür yasaların Türk Ceza Kanunu ve İnfaz Kanunu ile entegre edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Deprem Bölgesinde Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele
AK Parti Adıyaman Milletvekili Mustafa Alkayış, deprem bölgesindeki kadınlara yönelik yapılan çalışmalara ilişkin sorular yöneltti. Erseçen, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile ortak programlar yürüttüklerini ve kadınların sosyoekonomik açıdan güçlendirilmesine yönelik faaliyetlerin 3 yıl boyunca süreceğini belirtti.
Ceza Hukuku ve Cezasızlık Algısı
CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Türkiye’de ceza hukuku anlamında ciddi bir sıkıntı olmadığını ancak cezasızlık algısının en çok suç işleyenler tarafından faydalandığını söyledi. Bu sorunun daha etkili bir şekilde ele alınması gerektiğini ifade etti.
Kadına karşı şiddetle mücadelenin etkili olabilmesi için toplumsal bilinçlenmenin yanı sıra güçlü bir hukuki altyapı ve işbirliğine dayalı bir yaklaşım gerektiği ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de bu alandaki gelişmeler, hem kadın hakları savunucuları hem de hükümetin çalışmalarını devam ettirdiği bir süreç olarak önem taşıyor.