İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yaşayan Filistinliler için yeni bir zorunlu tahliye emri yayımladı. Bu kararla birlikte bölgedeki sivillerin, güneydeki alanlara göç etmeleri isteniyor. Emre uymayanlara yönelik yaptırımlar uygulanacağı duyuruldu. Bu adım, Gazze’deki insani krizi daha da derinleştiriyor.
Zorla Göç İçin Yeni Harita Yayınlandı
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaptı. Adraee, Gazze’nin kuzeyindeki Es-Salatin, El-Kerame ve El-Avde mahallelerinde yaşayan Filistinlilerin bu bölgeleri terk etmesini istedi. Aynı zamanda bölgeye dair yeni bir tahliye haritası da kamuoyuyla paylaşıldı.
İsrail ordusu, bu bölgelerde kalan sivillere yaptırım uygulanacağını belirtti. Ancak detaylı bilgi verilmedi.
Filistinlilerin Yüzde 90’ı Yerinden Edildi
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırılardan 19 Ocak 2025’teki ateşkese kadar, Gazze’de yaşayan 2,3 milyon Filistinlinin yüzde 90’ı en az bir kez yerinden edildi. İsrail ordusu, saldırı sürecinde sürekli olarak bölge halkına göç haritaları yayınladı ve zorunlu tahliye çağrılarında bulundu.
Bu tahliyeler, hem uluslararası hukuk hem de insan hakları açısından ciddi tartışmalara neden oldu.
Saldırılar Ateşkesten Sonra da Devam Etti
19 Ocak’ta ilan edilen ateşkese rağmen, İsrail ordusu 18 Mart sabahı itibarıyla Gazze’ye yeniden şiddetli saldırılar başlattı. Son saldırı dalgasında çoğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan yaklaşık 600 Filistinli yaşamını yitirdi, en az 1000 kişi de yaralandı.
Bu gelişmeler, Gazze’deki sivillerin hayatını daha da zorlaştırdı. Bölgedeki insani yardım çalışmaları neredeyse durma noktasına gelirken, tahliyeler nedeniyle sağlık hizmetlerine erişim de büyük ölçüde kısıtlandı.
İsrail’in Stratejisi: Zorunlu Göç ve Baskı
İsrail ordusunun son kararı, bölgeyi tamamen insansızlaştırma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Tahliye edilen bölgelerde, askeri operasyonların kapsamının genişletileceği belirtiliyor. Uzmanlara göre bu durum, sadece Filistin halkını değil, aynı zamanda bölgedeki barış ve güvenliği de tehdit ediyor.