İran destekli Husiler, İsrail’in Tel Aviv kentinin güneyinde yer alan askeri bir hedefi “Filistin-2” tipi hipersonik balistik füze ile vurdu. Açıklamayı, Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri canlı yayında yaptı. Bu saldırı, son 24 saatte gerçekleştirilen ikinci operasyon oldu.
Askeri Hedef Tam İsabetle Vuruldu
Yahya Seri, operasyona dair net ifadeler kullandı:
“İşgal altındaki Filistin’in Yafa bölgesinde, düşman İsrail’e ait askeri bir hedefi ‘Filistin-2’ tipi hipersonik balistik füze ile tam isabetle vurduk. Hedefimiz belliydi ve operasyon başarıyla sonuçlandı.”
Seri, İsrail’in saldırıları sürdükçe Yemen’den destek operasyonlarının devam edeceğini açıkladı. Gazze’ye yönelik saldırılar sona ermeden ve ablukalar kaldırılmadan Husiler geri adım atmayacak.
Gazze İçin Savaşmaya Devam Edecekler
Sözcü Seri, İsrail’e karşı yapılan operasyonların doğrudan Gazze’ye destek amacı taşıdığını belirtti. Ayrıca ABD’nin Yemen’e yönelik saldırılarında ısrar etmesi durumunda deniz ve kara operasyonlarının artarak süreceğini ifade etti.
Dikkat çeken bir başka ayrıntı ise şu oldu: Husiler, sadece Tel Aviv’i değil, aynı zamanda ABD’nin Kızıldeniz’deki uçak gemisini ve Ben Gurion Uluslararası Havalimanı’nı da hedef aldı.
ABD ve İngiltere’ye Sert Tepki
ABD Başkanı Donald Trump, 15 Mart’ta Truth Social hesabından yaptığı açıklamada Yemen’deki Husilere karşı “büyük bir saldırı” talimatı verdiğini duyurdu. Bu açıklamadan kısa süre sonra ABD ve İngiltere, Yemen’in başkenti Sana dahil birçok kente hava saldırısı düzenledi.
Bu saldırılar sonucunda en az 53 sivil hayatını kaybetti, 107 kişi ise yaralandı.
Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, ABD’ye net bir mesaj verdi:
“ABD’ye ait her uçak ve savaş gemisi artık bizim hedefimizdir. Gazze’ye saldırılar sürdükçe deniz seferlerinde Washington da bu savaşın içinde olacak.”
Gerginlik Artıyor, Husiler Geri Adım Atmıyor
7 Mart’ta yapılan açıklamada Husiler, İsrail’e 4 gün süre tanıdı. Bu sürede Gazze’ye insani yardımların geçişine izin verilmesini istedi. Aksi halde yeniden deniz operasyonlarını başlatacaklarını bildirdi.
Gelişmeler, Orta Doğu’daki tansiyonun her geçen gün daha da yükseldiğini ortaya koyuyor. Husilerin kararlılığı, sadece İsrail değil, ABD ve Batılı güçler açısından da büyük bir güvenlik tehdidine dönüşmüş durumda.