Türkiye otomotiv pazarı, 2025 yılının ilk çeyreğinde önemli bir dönüşüm süreci yaşadı. Uzun süredir sıfır araç satışlarında lider konumda bulunan benzinli otomobiller, elektrikli ve hibrit araçların hızlı yükselişi karşısında yerini kaybetme noktasına geldi. Satış rakamları, dönüşümün artık yalnızca öngörü değil, gerçek olduğunu ortaya koyuyor.
Elektrikli ve Hibrit Satışları Yüzde 90 Arttı
Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, 2025 yılının ocak-mart döneminde Türkiye’de 93 bin 478 adet tam elektrikli ve hibrit araç satıldı. Aynı dönemde benzinli otomobil satışları ise 111 bin 53 adet olarak kaydedildi. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla, elektrikli ve hibrit satışları yaklaşık yüzde 90 artarken, benzinli araç satışları yüzde 29 geriledi.
Liderlik El Değiştiriyor
Bir yıl öncesinde benzinli otomobiller 156 bin 396 adetlik satışla pazarda açık ara öndeydi. Ancak bugün elektrikli ve hibrit araçlar yalnızca 17 bin 575 adetlik farkla benzinli araçların hemen arkasında. Satışlardaki bu hızlı kapanma, benzinli modellerin liderliği kaybetmek üzere olduğunu gösteriyor.
Tam Elektrikli Araçların Payı İkiye Katlandı
Bu yılın ilk çeyreğinde tam elektrikli otomobil satışları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 79 artarak 29 bin 594 adede ulaştı. Bu artışla birlikte tam elektrikli araçların toplam satış içindeki payı %7,1’den %13,2’ye yükseldi. Elektrikli araçlar artık sadece çevre dostu değil, pazarın aktif oyuncusu konumunda.
Toplam Satışlarda Küçülme Var Ama Elektrikli Büyüyor
Türkiye’de 2025’in ilk üç ayında otomobil satışları geçen yıla göre %4,1 azalarak 223 bin 793 adede geriledi. Hafif ticari araç satışlarında ise %15,5 düşüş yaşandı. Ancak tüm bu daralmaya rağmen elektrikli otomobiller büyümeye devam etti. Bu durum, sektörün yeni motor teknolojilerine yöneldiğini net biçimde ortaya koyuyor.
Trendler Değişiyor, Tüketici Elektriğe Yöneliyor
Küresel otomotiv trendleri Türkiye pazarını doğrudan etkiliyor. Artan yakıt maliyetleri, çevre duyarlılığı ve devlet teşvikleri, tüketiciyi elektrikli araçlara yönlendiriyor. Bu gelişme, yalnızca kısa vadeli bir dalgalanma değil; otomobil pazarının yapısal dönüşüm süreci olarak değerlendiriliyor.