Avrupa Birliği (AB), ABD tarafından uygulanan ithalat tarifelerine karşı güçlü bir adım atmaya hazırlanıyor. 15 Nisan’da yürürlüğe girmesi planlanan misilleme vergileri, yaklaşık 380 milyar euroluk AB ihracatını doğrudan etkileyecek. Bu karar, özellikle otomotiv, çelik ve alüminyum gibi temel sanayi sektörlerinde dengeleri değiştirecek.
AB Komisyonu Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic ile AB Dönem Başkanı Polonya’nın Ekonomi Bakan Yardımcısı Michal Baranowski, Brüksel’de düzenledikleri ortak basın toplantısında gelişmeleri değerlendirdi. Sefcovic, ABD’nin ticaret adımlarını yalnızca stratejik değil, ekonomik açıdan da düzeltici bir müdahale olarak tanımladı.
“Beklemek Artık Mümkün Değil”
Maros Sefcovic, görüşmelerin henüz ilk aşamada olduğunu kabul etti. Ancak AB tarafı, ekonomik etkilerin büyüklüğü nedeniyle gecikmeye tahammül olmadığını net şekilde ortaya koydu. Sefcovic, “Amerikalı muhataplarımız müzakereye hazır oldukları anda biz de masada olacağız. Ancak şu an beklemek, sanayi sektörümüz için ağır sonuçlar doğurur,” ifadelerini kullandı.
Bu kapsamda, ABD’ye yapılan ihracatın büyük bölümü yeni tarifelerden etkilenme riski taşıyor. Özellikle otomobil ihracatında yüzde 25 ila 27,5 arasında gümrük vergileri uygulanması planlanıyor. Buna karşılık AB, sanayi ürünlerinde sıfır gümrük tarifesi teklifinde bulunduğunu duyurdu.
Sıradaki Adım: 15 Mayıs
Avrupa Komisyonu, 9 Nisan’da gerçekleştireceği oylamayla birlikte misilleme vergilerine dair detayları belirleyecek. 15 Nisan’da yürürlüğe girecek düzenlemenin ikinci aşaması ise 15 Mayıs’ta devreye alınacak. Tüm süreç, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları çerçevesinde yürütülecek.
Sefcovic, uzun vadede diplomatik çözümlere açık olduklarını belirtse de, kararlı adımlar atmaktan çekinmeyeceklerini ifade etti: “Er ya da geç ABD ile müzakere masasına oturacağız. Ancak o zamana kadar Avrupa’nın çıkarlarını korumak bizim önceliğimiz.”
Baranowski: “Bu Sadece AB’yi Değil, ABD’yi de Etkileyecek”
Polonya Ekonomi Bakan Yardımcısı Michal Baranowski ise yaptığı açıklamada, ABD’nin agresif ticaret politikasının yalnızca AB ekonomisini değil, uzun vadede kendi ekonomisini de zora sokacağını savundu. Baranowski, “Diplomasiye zaman tanındı. Ancak tek taraflı alınan bu tür kararların sürdürülebilirliği yok,” dedi.
AB tarafı, bu süreçte şeffaflık ve karşılıklılık ilkesine dikkat çekiyor. Hedef, yalnızca ekonomik çıkarları korumak değil; aynı zamanda küresel ticaret sisteminde dengeyi yeniden tesis etmek.