Türkiye’nin demografik yapısı hızla değişiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 65 yaş ve üzeri nüfus 9 milyonu aştı ve toplam nüfus içindeki oranı yüzde 10,6’ya yükseldi. Bu durum, Türkiye’nin genç nüfus avantajını kaybetme sürecine girdiğini gösteriyor. Uzmanlara göre, 2030 itibarıyla Türkiye “genç ülke” statüsünden çıkacak ve sosyal güvenlik sistemi ciddi risklerle karşı karşıya kalacak.
Türkiye 2030’dan Sonra “Genç Ülke” Olmayacak
TÜİK’in projeksiyonlarına göre:
- 2030 yılında yaşlı nüfus oranı %13,5 olacak.
- 2040’ta bu oran %17,9’a çıkacak.
- 2060’ta ise %27’ye ulaşması bekleniyor.
Bu tablo, Türkiye’nin hızlı bir demografik dönüşüm yaşadığını ve yaşlanan nüfusun sosyal ve ekonomik sistem üzerinde büyük baskı oluşturacağını gösteriyor. Düşük doğurganlık oranları devam ederse, bu oranların daha da yükselmesi kaçınılmaz.
Yaşlı Yoksulluğu Artıyor
TÜİK verilerine göre, 2024 itibarıyla yaşlı nüfusun yoksulluk oranı %24,2’ye ulaştı. Bu oran, yaklaşık 2 milyon 123 bin yaşlının yoksulluk sınırının altında yaşadığı anlamına geliyor.
Yaşlı yoksulluğu oranı:
- 2015’te %34 seviyesindeydi.
- 2018’e kadar azaldı ancak 2019’dan sonra sürekli yükseliş trendine girdi.
Düşük gelirle çalışan kesimler, emeklilik dönemlerinde de maddi sıkıntılar çekmeye devam ediyor. Bu da Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından büyük bir risk oluşturuyor.
Yaşlılar Çalışmak Zorunda Kalıyor
Yaşlı nüfusun iş gücüne katılım oranı da yükseliyor.
- 2019’da %12 olan yaşlı iş gücü oranı,
- 2023 sonunda %12,2’ye,
- 2024 itibarıyla %13’e çıktı.
Emeklilik yaşına gelmiş birçok kişi, geçimini sağlamak için çalışmak zorunda kalıyor.
Yaşlıların çalıştığı sektörler incelendiğinde:
- Tarım sektörü, hala en büyük istihdam alanı olmaya devam ediyor. Ancak 2021’de %64,3 olan tarım sektörü istihdamı, 2023 itibarıyla %57,7’ye geriledi.
- Hizmet sektöründe çalışan yaşlıların oranı ise %27,3’ten %32,1’e yükseldi.
- Sanayi ve inşaat sektörlerindeki yaşlı çalışanların oranı sırasıyla %7,3 ve %2,8 seviyesinde kaldı.
Türkiye, Sosyal Güvenlik Krizine Hazır mı?
Uzmanlar, Türkiye’nin hızla yaşlanan nüfusuna uyum sağlayacak sosyal güvenlik reformlarına ihtiyacı olduğunu belirtiyor. TEPAV Kalkınma Programı Direktörü Ekrem Cünedioğlu, Türkiye’nin emeklilik sisteminin sürdürülebilir olmadığını vurgulayarak, “2080 itibarıyla Türkiye’de yaşayan her üç kişiden biri yaşlı olacak.” dedi.
- BM projeksiyonlarına göre, 2055’te yaşlı nüfus oranımız ABD’yi, 2066’da ise Avrupa Birliği ortalamasını geçecek.
- Mercer ve CFA Enstitüsü tarafından hazırlanan Küresel Emeklilik Endeksi’nde Türkiye, 48 ülke arasında 45. sırada yer aldı ve D notu aldı.
Türkiye’nin mevcut emeklilik sisteminin bu demografik değişime ayak uydurabilmesi için kapsamlı reformlara ihtiyacı var.
Ekonomik Kısır Döngü: Düşük Ücret, Düşük Emeklilik, Yoksulluk
Ekrem Cünedioğlu, Türkiye’nin yaşlanan nüfus nedeniyle ciddi bir ekonomik kısır döngüye girdiğini belirtti:
- Düşük ücretle çalışanlar, düşük emekli maaşı alıyor.
- Emekli maaşı yetersiz olduğu için yaşlılar çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor.
- Bu döngü kırılmazsa, sosyal güvenlik sistemi sürdürülemez hale gelecek.
ABD ve Avrupa ülkelerinin emeklilik yaşını yükseltme, emeklilik fonlarını destekleme ve yaşlanan nüfusu yönetebilmek için özel politikalar geliştirme adımları attığını belirten Cünedioğlu, Türkiye’nin de benzer önlemleri devreye alması gerektiğini söyledi.
Ayrıca, özel sektörün de yaşlanan nüfusa uyum sağlaması gerektiğini belirterek, firmaların değişen tüketici profiline yönelik ürün ve hizmetler geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin Geleceği İçin Acil Önlemler Gerekli
Yaşlanan nüfus, Türkiye için sadece sosyal güvenlik sistemi açısından değil, ekonomik kalkınma ve iş gücü piyasası açısından da büyük bir dönüşüm gerektiriyor.
Uzmanlar, nüfus yaşlanmadan gerekli reformların yapılması gerektiği konusunda uyarıyor. Aksi takdirde, gelecekte sosyal güvenlik sisteminin büyük bir krize girmesi kaçınılmaz olacak.